11 Şubat 2018 Pazar

ARI SİNEMASI


Sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin en büyük sineması
Ankara’da ilk sinemanın açıldığı 1920 yılından, Arı Sineması’nın açıldığı 1969 yılına kadar şehrin en büyük ve en modern sineması, tartışmasız Kızılay’daki Büyük Sinema olmuştu. 1550 koltuk kapasiteli Büyük Sinema’nın bu saltanatı, 1969 yılında 1760 koltuk sayısı ile Arı Sineması’nın açılışına kadar sürdü. 


Arı Sineması’nın mimari projesini dönemin tanınmış mimarlarından Rahmi Bediz ve Demirtaş Kamçıl yaptılar. 1968 yılında onaylanan ve aynı yıl Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından tescil edilen projede, sekreter üye olarak Yılmaz İnkaya’nın imzası bulunuyordu. Rahmi Bediz ve Demirtaş Kamçıl’ın Ankara’da 1952 yılında kurmuş oldukları mimarlık bürosu, 1980 yılına kadar yakından bildiğimiz birçok projeyi gerçekleştirdi. Bunlar arasında İsrail Evleri, MTA, TPAO, TRT Genel Müdürlük binası, Fransız Kültür, And Çarşısı, Onur Çarşısı, Moda Çarşısı, Soysal Han, Kuğulu Pasajı ve Arı Sineması sayılabilir.


12 bin metre kare inşaat alanı üzerine kurulmuş olan Arı Sineması binasının girişe göre hemen solunda zengin çeşidi ve oturma bölümüyle Arılar Pastanesi yer alıyordu. İsteyen burada sinema saatine kadar vakit geçirebilir ve bir şeyler yiyip içebilirdi. Arı Sineması, kompleks mimari tasarımının yanı sıra iç düzenlemesiyle de dikkat çekiciydi. Sinemanın Balkon, Kulüp ve Salon şeklinde adlandırılan 3 katı vardı. Sinemaya giriş, bilet gişelerinin ve film tanıtım panolarının da bulunduğu bir ön bölümden yapılırdı. Bilet gişesinde dönen iki gözlü ahşap tabla bizim için oldukça yeniydi. Bir gözüne siz parayı koyardınız, diğer gözüne ise gişe görevlisi biletinizi koyardı. Tabla çevrildiğinde para ve bilet yer değiştirirdi. Böylece biletinizi aldıktan sonra kulüp adı verilen orta kattan sinemaya giriş yapabilirdiniz.
Sinema girişinde ve fuaye bölümünde duvarları seramik panolar süslerdi. Sinema girişinde yer alan pano Prof. Dr. Hamiye Çolakoğlu’nun, diğerleri ise seramik sanatçımız Cemil Eren’in eserleriydi. Fuaye bölümünde biri kulüp, diğeri salon kısmında iki küçük havuz bulunurdu. Dipleri parlak çakıl taşları ile doldurulmuş bu havuzlar şeffaf plastik bir madde ile kaplandıklarından, havuzun içi su dolu gibi dururdu. Arı Sineması’na gidip bu taşlara dokunmaya çalışmamış kişi sanırım yoktur. Oturma koltuklarının olduğu bölümlere, üzerinde “tekler” ve “çiftler” yazan iki ayrı kapıdan girilirdi. Tekler-çiftler meselesi, uzun yıllar bekarlar ya da evli ve sevgililer gibi yorumlanarak espri konusu yapılmıştı. Kapıların hemen arkasında ise fuaye bölümünden sızacak ışığı önlemek amacıyla bordo renkli kalın kadife perdeler bulunurdu.

Film başlamadan önce gong üç kez çalardı. İkincisinden sonra salonun ışıkları yavaş yavaş kararmaya ve renk değiştirmeye başlardı. Salonun tavanında bal peteğini çağrıştıracak şekilde yerleştirilmiş panellerden oluşan oldukça değişik ve ilginç bir aydınlatma sistemi vardı. Peteklerin renk değişimini izlemek başlı başına bir olaydı. Arkasından üzerinde Ziraat Bankası amblemi bulunan bal renkli büyük perde yavaş yavaş açılır ve film başlardı. Arı Sineması’nda filme geçilmeden önce Ziraat Bankası reklamı ve aynı banka tarafından hazırlanan haber kuşağı gösterilirdi. Reklam ve haber kuşağının fon müziği, Gioachino Rossini’nin ‘Sevil Beberi Operası’ uvertürüydü. Bu müzik kulağımıza o kadar yer etmişti ki, bugün bile bir yerde duysam aklıma hemen Ziraat Bankası ve Arı Sineması gelir.

(Alıntı)

-----------------

Arı Sineması’ndan Arı Stüdyosu’na

Arı Sineması’nın içinde bulunduğu yapı topluluğu, Tarım Kredi Kooperatifleri Yardımlaşma Birliği Vakfı tarafından inşa edilmişti. Kooperatif, bu yapıyı kooperatifçilik eğitim sitesi olarak kurgulamıştı. Bu kurguya göre yapı topluluğu içinde sinema, tiyatro, düğün salonu, okul ve iş hanı gibi bölümler bulunuyordu. Yapı planlandığı gibi inşa edildi ancak planlandığı şekilde kullanılamadı. 

Bunun nedeni, 1968 yılında Mithatpaşa Caddesi’ndeki binasında siyah-beyaz olarak yayına başlayan TRT’nin binaya talip olmasıydı. Kooperatif ve TRT yetkilileri arasında yapılan anlaşma sonrası binanın bir bölümü TRT’nin kullanımına verildi. Bir bölümünde Arı Sineması ve Arılar Pastanesi açıldı. Diğer bölümü ise kooperatifin kullanımında kaldı. TRT’ye verilen bölümde bulunan tiyatro, işlev değişikliği ile stüdyoya dönüştürüldü. Başlangıçta adı Arı Stüdyosu olan bu bölümün adı, 1974 yılında Orkut Stüdyosu olarak değiştirildi. Komplekste yer alan diğer bölümlerden işhanı, Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğü olarak kullanıldı. Günümüzde de aynı amaçla kullanılmaktadır. Kompleksin Arı Sineması olan bölümü son yıllarda kan kaybetmekle birlikte 1968 yılından 1985 yılına kadar sinema olarak varlığını sürdürdü. Arı Sineması, sinema sektörünün krize girdiği 1970’li yıllardan kısa süre önce açılmış olmasına karşın getirdiği kaliteli filmler ve son yıllarında da konserler sayesinde dayanabildi. 1985 yılı bitiminde TRT tarafından 49 yıllığına kiralanarak stüdyoya dönüştürüldü ve Arı Stüdyosu adıyla kullanıma açıldı. Stüdyoya dönüştürülme sırasında sinemanın mimari özelliklerinin korunduğu bilinmektedir. Arılar Pastanesi ise yanlış hatırlamıyorsam sinemanın kapanması sonrasında 7. Cadde üzerine taşındı. Pastanenin yerinde günümüzde Tarım Kredi Kooperatifleri Yardımlaşma Birliği Merkezi bulunmaktadır.

(alıntı)

----------------------




Perdesinde yeşil üzerine sarı satenle Ziraat Bankası logosu vardı

Duvarlarında yeşil vinleks geometrik kaplamalr vardı



Nezih Çobanlı
Arı sinemasınin diger sinemalara gore çok güzel mimarisi vardı.3 katlı olması ayrı bir özelliğiydi.

Ömer Bulca

Yeşil perdeleri ve tavandaki aydınlatma unutulacak gibi değildi...

Mehtap Aslantaş
Arı sinemasının yanında arı stüdyosu vardı pazar günleri canlı yarışma programları cekilirdi tanışın konuşun yarışın diye programın sunucusu ümit tuncaydı bende onun yanında hosteslik yapardım cok güzel heyecanlı günlerdi



Ayber Durgutlu
Kantinini veya ne deniyorsa Denemeden Semih Şenoymak'ın babası işletirdi şimdi ki (tırt)Türk Sanat Müziği sanatçısı kardeşiyle birlikte 🙂yardım etmişliğim çoktur 🙂 O zamanlar tırt değildi tabii ki, TRT idi.

Ercan Yeldan
Sadettin Senoymak. Rahmetli baba Hilmi sanırım. Evet hatirlarin arı sinemasının meşrubat bölümünü islettiler




0 yorum :

Yorum Gönder